17 Eylül 2012 Pazartesi

Evlilik Yıldönümü




Şunu en baştan belirtmeliyim ki benim için evlilik yıldönümü , sevgililer günü , anneler günü ,babalar günü ,zart günü zurt günü hiçbir önemi yoktur. Sadece ve sadece doğum günlerini önemserim ki içerdiği anlam açısından da bir insanın doğduğu günü kutlamak herhalde o insanın varlığı için en büyük teşekkür demektir. Ne de güzel ne de hoş bir gündür o insan için. .Keza riskleride büyük bir gündür.. Unutulan doğumgünü sendromlarını hepimiz hayatımızda kısmen yaşamışızdır J
Gelelim konumuza; bugün evliliğimizin 2. Yılını doldurduk. Bu iki seneye bir küçük adam sığdırdık. Aramıza kattık onu ve o küçücük adamla kocaman bir adım atmış olduk aile kavramına. Büyüdük , kendimizi aştık belki , olgunlaştık , daha kabul edilebilir baktık hayatta çoğu şeye . Tasarruflarımız değişti , nefes alışlarımız değişti ,uykularımız J değişti ve saymakla bitmek bilmeyen bir çok şey birer birer  değişti ..Tek tek baktığınızda iyi ve kötü anlamda diye ayırabilirim bu değişiklikleri ama genelinde muazzam derecede memnunuz bu değişimlerden. İyi ki değişti ve bu küçük adam iyi ki bizi seçti ve aramıza katıldı..Hem de beklemediğimiz bir anda aniden , birden bire katıldı aramıza ..İlk yavrumuzu düşük sebebi ile kaybetmiştik. Henüz 6 haftalıktı. İlk öğrendiğimizde deliler gibiydik. Bodrum ‘daydık..Aşkın tam kökünde iki kuzgunduk..Ve bir kuzgun yavrusu haberi telefonun ucundaki hastane yetkilisinden geliyordu..Çığlık çığlığa aradık en yakınlarımızı ..Büyüdü coşkumuz ,taştı soluklarımızdan …maalesef tutunamadı o ilk heyecanımız çok fazla..Hemen devamında düşük sonrası yeni doktorumuza kontrollere giderken Tüten aradı ve hamileymişim dedi telefonda..Hiç beklemiyorken Aren ilk merhabasını demişti bile..Bu sefer kocaman bir şey düğümlendi boğazımda..Deli gibi sevinip haykıramadığım bir sevinçle ve sessizce sevindik..Deliler gibi titizlenerek bir 9 ay geçirdik..Tüten 'i bu süreçte çıldırtmadım ya bir daha çıldırtmam J Nihayetinde binlerce kez şükür ki sağlıklı bir küçük adam katıldı aramıza..
Konumuzdan sapmış gibi görünsek te normal olarak  ,evet bugün evlilik yıldönümümüz dostlar..Bu küçük adam her şeyin üzerinde bir kavram bizler için…ve elbette  her ebeveynde olduğu gibi..Ben bu fotoğrafı düşlerken bugün kurduğum o düşün tam içindeyken bir daha dünyaya gelsem yine aynı düşü yaşamak ve yine aynı insanlarla yaşamak isteyeceğime adım kadar eminim..Ve bu günleri önemsemem demek elbette ailemi önemsemiyorum anlamına gelmez..İlla bir hediye , bir yemek değildir bugünü kutlamak demek istediğim..İnancım bu yöndedir sadece..Kutlamadım mı ? elbette kutladım.. sadece prensip olarak kabul etmem..Ama bir tat bir dokunuş her daim ihtiyaçtır insanın rutininde..Ve ben bu rutinin içerisinde yaşadığım tüm bu yüce duygular için önce Tanrıya , sonra sevgilim Tüten ‘ e binlerce kez teşekkür ederim..İyiki varsın benim canım karım ! Nice senelere inşallah , maşallah , tü tü tü tü TütennnnnJ……….

26 Haziran 2012 Salı

Yine , Yeni , Yeniden



Evet başlık gerçekten cuk oturuyor yazıma..Sizlere daha önce ekabir bir blogger olacağımı peşinen söylemiştim..Ama tam 1 sene 1 ay sonra buraya yazacağımı bende tahmin etmemiştim..Son yazımın son paragrafında " Bu yollar , bu kelimeler  ,bu kareler bitmez..çok uzatmakta istemem açıkçası..nefes aldıkça bu böyle gidecek..bir yanda kendi iç yolculuğum ile birlikte örtüşecek yollar..zaman zaman kesişecek..zaman zamanda ayrı istikametlerde ilerleyecek.. ama bir şey var ki dostlar bütün bu yolculuğumun içinde...hani kocaman bir çölde pırıl pırıl parlayan bir kum tanesi misali..nasıl desem güneşin bir hediyesi gibi..az kaldı..onu da zamanı gelince yazacağım.." diyerek bahsettiğim şey şimdi buraya dilim döndükçe tüm evreleri ile dökülecek..

Aren Mir Yolukar..Benim canım oğlum..Geçen Mayıs ayının sonunda anne karnındaki 5. ayının sonunda hareketlerini tekmelerini duyduğum andan itibaren dünyanın durduğunun kanıtıdır 1 senedir buraya yazamamam..Artık o kadar bir yoğunlaşma içerisindeyim ki duyguları dökmenin zamanı geldi dedim kendimce..Aklımda yine sen  ,konular yeni ,cümleler yeniden..Yine , Yeni , Yeniden sen :)

Ekim 14 hastaneye yattışımız 15 Ekim sabahı saat 5.30 da seni kucağımıza alışımız ..23 saatlik bir normal doğum hikayesi..tüm süreçleri , tüm anları mıh gibi aklımda..yaşadığımız stres , gözyaşları içinde kalışımız , dualarımız ve neticesinde binlerce kez şükretsek az olacağını bildiğimiz sağlıklı kavuşma anı..Cümleler yeniden dedim ama şimdi bile boğazımda bir düğüm , bir çözülememe durumu..O anları saniye saniye yaşayıp aktaramadığım o garip arada kalmışlığım..Hoşgeldin..

İlk 3 ay bize uyku yok..Aren ciddi gazlı bir çocuktu ve şiddetli olmasada kolik teşhiside vardı..Bize ne düştü ? Uykusuz geceler..3 ay kucağımızda uyudu yavrumuz..Elektrik süpürgeleri , saç kurutma makinesi , banyoda tuvalette su sesleri , buzuki Orhan ın kolik CD si..yok yok yok hepsi erteledi durumu ama o gazlar bitmeden biz uyumadık..Annesi ilk 6 ay tüm izinlerinide kullanarak yanında kaldı yavrumuzun..Ama gözlerdeki morluk geçmedi ilk 3 ay :) Düşündükçe insan gülüyor ..Böyle bir eziyete gülünür mü ? Gülünür tabii sebebi dünyanın en güzel şeyi ise kahkaha bile atılır hatta :)) Hiç unutmam bir gece sabahın 3 ü falan artık Aren kucağımda , eşim arkamda elinde saç kurutma makinası ben zıplayarak yürüyorum Aren in gazı çıksın diye , o da saç kurutma makinasını yukarıya doğru tutup ses çıkartıyor..O an döndüm dedim ki ; Şu anda fotoğrafta Aren i kucağımdan sil ne görüyorsun :) delilik elbette :) hemde tadından yenmez bir delilik...:)

Sonrasında yavaş yavaş kurulan iletişimler..Gülücükler ..Dokunuşlar..kucağa doğru gelmeler..seni istediğini belli etmeler..yanaklarda hafif kızarıklıklar :) bebek egzaması :/ sonra doya doya öpememeler bu yüzden ama bu sorunuda halledip yanaklara yumulmalar..Kısa kısa yazdığıma bakmayın alt metinleri yazsam " 1 senelik yazı yazmaktan hesabımı silebilirler" diye çekincem..

Herşey OK ama hala uyku yok :) Aren emiyor ..Anne 6. ayda işe başladı ama büyük bir özveri büyük bir dirençle 2 saatte bir Aren i emziriyor..Ayrıca Aren inanılmaz hareketli bir çocuk..koy köşeye eğlensin durumları yok :) Ciddi kondüsyon istiyor yani:)Tüm tükenmişliğini görüp çare olamamaktan feci sıkılıyorum..Aren in doğumundan beri yardımcımız bizimle çalışıyor.. haftanın 5 günü Aren' e bakıyor ve sonrasında haftasonu biz bakıyoruz. Sonuç ? H.sonu dinlenmek imkansız..En sonunda H.sonu çalışacak bir kadın almaya şartları zorlayarak karar veriyorum ve konuya eşime sormadan dahil oluyorum. Gerekli yerlere haber salıp h.sonlarını bizimle geçirecek tanıdığımız birini aramaya başlıyorum ve şans 2.günde yanımızda oluyor ve buluyorum. 7 gün içerisinde kendisi bizimle h.sonlarını geçirmeye başlayacak..Bir taraftanda araştırmacı eşim sürekli makalaler okuyor ve benimlede paylaşıyor derken orada bir isim dikkatimi çekiyor..Nilüfer Devecigil..

Doğal ebeveynlik dedikleri durumu anlatan makalalerini okuyorum..Benim Aren doğduğundan beri düşündüğüm şeyleri yakalıyorum yazılarında..Bebeğe yakınlık , ona yaklaşım , onunla uyumak bunların hepsinin doğru şeyler olduğunu temelde anlatıyor.Yok uyku eğitimi , yok odaları ayırmak , yok ağlatarak uyutmak vs. vs. herşeyi temelinden silip atıyor ve dokun ona diyor sadece dokun..Eşim istersen tanışalım diye bir teklifte bulunuyor hemen tamam diyorum ve ilk randevu alınıyor ..Şunun şurasında 4 gün önce ailecek ziyarete gidiyoruz kendisini..Anlatıyoruz maceralarımızı Aren de ortalıkta oyuncaklarla oynuyor ve giydiğimiz galoşları yolmaya çalışıyor :) Nilüfer Hanım 10 dakika bizi dinledikten sonra öyle bir yere dokunuyor ki hani bir aydınlanma bir ışık kütlesi sanki odanın tam ortasına iniyor..Bırakın Aren' i şimdi diyor !  onun bütün bu hamilelik sürecinizde, ilk 3 ay gaz problemlerinde , hareketli durumlarında , gece uyanmalarında elini kalbine götürerek soruyor sizin burası ne durumda ? Eşim ve ben birbirimize bakıp endişelerimizi , korkularımızı , kaygılarımızı anlatıyoruz tüm bu süreçlerde yaşanılan ...İşte tek problem bu diyor..Bebeklerin sakinleşmeyi bilmedikleri , bu tip durumları regüle edecek bir sistematikleri olmadığını önemle belirtiyor..O zaman kim regüle edecek bunu ? Ebeveynler...Ve regüle etmeyi öğrenecek yavrular..geri kalan herşey kendiliğinden gelecek..Ve emin olun kısacık zamanda tüm yansımaları göreceksiniz sevgili yeni ebeveynler..Bizler sakinsek , bizler çocuklarımız konusunda kalp çarpıntıları yaşamazsak , onlara kontrollü ve makul tonlamalarla yaklaşırsak , paniklemezsek , onlara dokunarak , sakin tonlamalarla konuşarak olayların içinden çıkarmadan olayları tolere etmeyi sağlatırsak kişiliklerine ve sağlıklarına müthiş bir katkıda bulunmuş olacağız..

İşte yazdıklarımdan nasıl bir yolculuk içerisinde olduğumuz aslında netleşiyor..Güray Yolukar..Şimdi senin öğrenme zamanın..senin şimdi büyüme zamanın...Baba olmak işte tamda düşündüğün gibi kolay olmayacak..Kalbini , aklını , tüm bedenini koordineli bir şekilde sunacağın bir junior var hayatında..Seni hep takipte , izlemede olacak :)

Ve Aren..Bizim canımız ..Sen bizim dünyadaki en büyük şansımızsın..Sana karşılığı olmayan kelimelerle bağlıyız..İçini dolduramadığımız o kadar çok anlarımız varki anca gözlerimiz dolarak yaşayabiliyoruz o duyguları..Yazamıyoruz , konuşamıyoruz sadece yaşıyoruz işte...Seni çok ama çok seviyoruz...