Bu blog işlerine girerken de belirtmiştim ki ; tembel ve ehl-i keyif bir adam olarak bu disiplinde devam etmem çok zor …ama yok dinlemediler attılar beni buraya : ) İş güç koşturmaca ve hayatındaki başka önceliklerin işin içine girdiğinde buranın boşlandığı kesin bence..O yğzden bu süreçleri buraya adapte edenleri de takdirle selamlıyorum..Umarım bende bir gün bu işi başaracağım..
Çok yoğun geçen bir iş dönemi , seyahat programları derken bir gün kendime boşluk bulup kendimi Balat’ a attım..Birde tarihe , fotoğrafa kısaca yaşanmışlıklara karşı duyarlı kayınpederimi de yanıma aldım ki keyfime diyecek yoktu. Hatta o kadar keyiflendik ki bunun üzerine Merkezefendi Köftecisinde en hakikisinden birer buçuk köfteleri indirdik mideye..
Gelelim Balat ‘ a ; renk cümbüşü içinde buldum kendimi..kesinlikle rahat değildim..hatta kendimi saldırıya uğrayacak gibi kastığımı söyleyebilirim..aldığım elektrik hiç olumlu değildi..rahat olamamam kısıtlı fotoğraf çekmeme sebep oldu. Ama benim için bir tane bile doğru kare yeterlidir bazen. Herşeyi o karede özetlemiş veya 2-3 karede anlatabilmiş isem benim için bu büyük hazdır. Dedim ya eskimişliğin , yoksulluğun , kendi gibi olmayanlardan uzaklaşmanın resmidir bana göre Balat..Belki kırsa o zincirleri ve kucak açsa başkalarına kendi ismini hatırlayamamaktır tüm endişesi..Bilmem ki…
Sevgilim resimler yazın ve sen harikasın
YanıtlaSil