Genel anlamda fotoğraf değerlendirirken hep netlik ve çözünürlük üzerine yorumlar yaparız..Net çıkmamış , karanlık çıkmış vs. gibi ..Net ve yüksek çözünürlükteki her fotoğrafa da güzel çıkmış deriz..Fotoğrafta netlik bence anlatım biçiminizle ilgili bir şeydir..Yani zaman zaman net olmayan ama o an ki durumu iyi anlatan fotoğraflarda gerçekten çok güzel olabiliyor ve bu konuda dünyada çok önemli ödüller almış örnekler çok fazla..Mesela bu konuda Antoine D’Agata benim en sevdiğim ve bariz en çatlak fotoğraf sanatçısıdır bence..İç dünyasının bütün karışıklığı fotoğraflarına da yansıyor..Fotoğraflarında genelde yitiklik duygusu ön planda..Tüm bu kargaşayı kadın ,sex ve alkol sembolleri ile gerçekten inanılmaz ifade ediyor..İnsan ifadelerini fotoğraflaması ise inanın beni çok başka noktalara götürüyor..Prensip icabı blogumda başka fotoğraflar kullanmayacağım için sizlerle bu fotoğrafları paylaşamayacağım ama göz atmak isteyenlere yine Magnum Photos sitesini önereceğim..
Zaman zaman bende bu tip net olmayan fotoğraflar üzerine denemelerde bulunuyorum..Açıkçası hoşuma da gidiyor..Etraftan pek olumlu tepkiler almıyorsunuz bu fotoğraflar için ama kendinizin tam yorumlamak istediği kare yakalanıyorsa gerisi çokta önemli olmuyor..Nihayetinde insan gözü vücudun hızlı dönüşlerinde , arabanın yolda hızlı gidişlerinde , gözlerini kısarak baktığında bu tip net olmayan kareleri görüyor ve ben insan gözünün gördüğü her şeyi dondurmak isteyen bir deliyim : )Fotoğrafta bu demek değil mi zaten ?
Yukarıda 3 adet fotoğrafı mı sizlerle paylaşıyorum. 1. Yazıda 1 , 2.yazıda 2 , 3. Yazıda 3 fotoğrafla devam ettiğime bakmayın sakın : )Tamamen tesadüf olduğunu önemle belirtmeliyim..Bu böyle devam edemez ! : ) Bu arada hapishane gardiyanı silüetli fotoğraf ile ilgili anımı sizlerle mutlaka paylaşmalıyım..Bu fotoğrafı Karadeniz gezisinde iken Sinop Cezaevi'n de çekmiştim.Belki biliyorsunuzdur orası bir müze..Gardiyan falan yok yani aslında..Ama ben duvarın arkasında konuşlandım ve mavi gömlekli birilerini bekliyorum ki boş avluda bir gardiyan yürüyor karesini cebime koyabileyim ! : )..Ben gözüm objektifte parmağım deklanşörde 15 dakika falan bekledim..Veee sonunda istediğim an geldi..Avluda kimse yokken mavi gömlekli bir adam geçti ve ben istediğim kareyi elde etmiştim artık..Derin bir nefes alıp kafamı kaldırdığımda elinde handycamli bir adamın dibimde olduğunu ve kamerasını benim gibi tuttuğunu gördüm..Ama kamerayı tuttuğu yer benim netlemeyi yaptığım duvardı..Ben hayırdır gibilerinden adama baktım ve adam hemen anlatmaya başladı derdini..Diyalog aynen şöyle idi ;
Handycamli Adam : Ağabey kusura bakma ama ne çekiyordun ?
Ben : Fotoğraf
Handycamli Adam : Tamamda ağabey neyi çekiyordun?
Ben :(Şaşkın Şaşkın)hiiç öyle bir kare bekliyordum ve yakaladım önemli mi ?
Handycamli Adam : Ağabey bende 15 dakikadır seni böyle gördüm ve kamerayı duvara tutuyorum mutlaka güzel bir şey çekiyorsundur diye ama bir şey anlamadım !
Ben : (Hızla uzaklaşan bir tip ) Koparak tabiî ki : )
Evet sen bir delisin haa bir de ben sana deliyim :)
YanıtlaSil: ))))))
YanıtlaSilBayıldımmmmm